Son yıllarda devam eden İsrail-Gazze çatışmaları, yerel halkın yaşam koşullarını daha da kötüleştirerek, sağlık ve yaşam süreleri üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattı. Birçok uluslararası kuruluş, bölgedeki yaşamsal hizmetlerin maruz kaldığı aksaklıklar ve genel yaşam standartlarındaki düşüşten dolayı kaygılarını dile getirmektedir. Özellikle altyapı yıkımları, hastane kapasitelerinin azalması ve temel gıda maddelerine erişim zorluğu, Gazze'deki yaşam sürelerini tehdit eden başlıca sebepler arasında yer alıyor.
Gazze'deki yaşam süresi, son yıllarda İsrail'in gerçekleştirdiği askeri operasyonlar ve sıkı ambargolar sonucunda önemli ölçüde azalmış durumda. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze'deki ortalama yaşam süresi, diğer bölgelere göre daha kısa. Yapılan araştırmalar, sağlık hizmetlerine erişimdeki zorlukların ve yetersiz beslenmenin bu durumu daha da kötüleştirdiğini gösteriyor. Son yıllarda meydana gelen çatışmalar, hastanelerin kapasitelerini zorlamakta ve hasta bakımını olumsuz etkilemektedir. Böylece, kronik hastalıklara sahip bireylerin tedavi süreçleri kesintiye uğrayarak, Sağlık Bakanlığı tarafından tanımlanan yaşam süresi standartlarının gerisinde kalmasına yol açmaktadır.
İsrail'in Gazze'ye yönelik müdahalesi yalnızca fiziksel sağlık üzerinde değil, aynı zamanda psikolojik sağlık üzerinde de kalıcı etkiler bırakmakta. Altyapının yıkımı, insanların günlük yaşamlarını sekteye uğratırken, çocuklarda gelişimsel sorunlara ve yetişkinlerde anksiyete bozukluklarına yol açmaktadır. Uzun süreli çatışma ortamlarında yaşayan bireyler, savaş travması (PTSD) gibi psikolojik sorunlarla başa çıkmakta zorlanmakta ve genel yaşam kaliteleri düşmektedir. Ayrıca, gıda ve su kaynaklarına erişim zorluğu, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıkla birleştiğinde bölgenin uzun vadeli sağlığı açısından alarm verici bir durum ortaya çıkarmaktadır.
Sonuç olarak, Gazze halkı için sürdürülebilir bir yaşam koşulunun sağlanması, uluslararası toplumun acil eylemlerini gerektiren bir durum haline gelmiştir. Yaşam sürelerinin tehdit altında olduğu bu kritik dönemde, topyekûn bir çözüm ve etkin müdahaleler için adımlar atılması gerektiği aşikardır. Yaşam koşulunu düzeltmeye yönelik çabaların öncelikli hale getirilmesi için, tüm aktörlerin bir araya gelmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde, yaşanan trajedinin boyutları daha da derinleşecek ve Gazze'deki nesiller boyu sürecek yaralar açacaktır.