Esenyurt, İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden biri olarak birçok sosyal olaya ev sahipliği yapıyor. Ancak son günlerde ilçede yaşanan bir olay, pek çok kişiyi derinden sarstı. Eski bir sevgilinin şiddet ve şantaj eylemi, toplumda infial yarattı. Olayın detayları bir yana, ilişkilerin sonlanması sonrası yaşanan huzursuzluklar ve şiddet olgusu, toplumun her kesiminde dikkat çekiyor. Bu dehşet verici olay, hem psikolojik hem de fiziksel boyutlarıyla sadece başvuru yapılan bir dava dosyası değil, aynı zamanda modern ilişkilerin dinamizmini sorgulatan bir yan hikaye olarak karşımıza çıkıyor.
Olay, ilçe merkezinde yaşayan genç bir kadın ile eski sevgilisi arasında yaşanan bir tartışma ile başlamıştı. İddialara göre, kadın eski sevgilisi tarafından sokakta darp edilmiş ve ardından şantaja maruz kalmıştı. Şiddet eylemi öncesinde, kadın arkadaşları ile buluşmak üzere evinden çıkarken, eski sevgilisi onu takip etmeye başlamış. Bir süre sonra, karşılaşan ikili arasında tartışma alevlenmiş ve erkek şiddete başvurmuş. Bu olay, kadının çevredeki vatandaşlar tarafından kurtarılmasıyla sona erse de, olayın boyutu çok daha geniş bir çerçeveye yayılıyordu.
Essexayıp aşırı şiddeti geride bırakmış olsa da, kadın daha sonra eski sevgilisi tarafından tehdit edilmeye başlandığını ifade etti. Kadın, eski sevgilisinin sosyal medya aracılığıyla iftira atmakla ve özel bilgilerini paylaşmakla tehdit ettiğini öne sürerek şikayette bulundu. Bu durum, kadının psikolojik olarak ne kadar zor bir süreçten geçtiğini gözler önüne serdi. Yaşadığı dehşet anlarının sonrasında hemen polise başvuran kadın, yaşadığı bu travmanın üstesinden gelmek için mücadele ediyor.
Bu olay, yalnızca Esenyurt ile sınırlı kalmayıp, dünya genelinde dikkat çeken bir sorunun altını çiziyor: Eski ilişkilerde yaşanan şiddet ve tehdit. Kadın hakları savunucuları, bu tür olayların önüne geçilmesi gerektiğini ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini savunuyor. Şiddetin herhangi bir türü kabul edilemezken, özellikle eski ilişkilerde şiddetin gün geçtikçe artması, bireylerin güvenlik hissini azalıyor.
Uzmanlar, bu tür olayların engellenmesi için bireylerin, ailelerin ve toplumların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguluyor. Eğitim ve farkındalık programları ile genç nesillerin, ilişkilerinde sağlıklı iletişim ve sınır koyma becerilerini geliştirmeleri yönünde teşvik edilmeleri gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, sıklıkla görülen bu tür olayların önüne geçmek için yasal düzenlemelerin de gözden geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Olayın yaşandığı Esenyurt'ta sosyal medya platformları üzerinden kadınlar destek vererek, benzer durumda kalan kişilerin daha cesur adımlar atmasını sağlıyor. Başta kamuoyunun dikkatini çekmek, ses getirmek ve yaşanan olayı sorgulatmak adına ortaya çıkan tepkiler, toplumsal bilincin artmasını hedefliyor. Sosyal medya üzerinden yaşanan bu dayanışma, şu günlerde sıkça tartışılan ve desteklenmesi gereken bir konu haline geldi.
Genç kadının bu zor süreci atlatabilmesi ve yaşadığı hak ihlali nedeniyle yasal sürecin takip edilmesi, toplum olarak hepimizin sorumluluğudur. Esenyurt'ta yaşanan bu acı olay, umarız ki benzer durumlarla karşılaşan başka bireylere ilham olur ve cesaretlendirir.
Sonuç olarak, Esenyurt'taki eski sevgili dehşeti, sadece bir şiddet hikayesi değil, aynı zamanda toplumsal bir vicdan sorgulaması. Bu tür olayların yaşanmaması için hem bireylerin hem de toplumun birlikte hareket etmesi, empati kurarak değişim yaratması gerekmektedir. Eski ilişkilerde bitişin her iki taraf için de son değil, yeni bir başlangıç olması gerektiği unutmamalıdır.