Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim veren bir profesör, Türkiye'de tutuklanan genç aktivist Rümeysa Öztürk için destek amacıyla açlık grevine başladı. Bu eylem, Öztürk'ün insan hakları ihlalleri ve hukuksuz tutuklamalar konusunda uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Rümeysa Öztürk, Türkiye'deki demokratik haklar ve özgürlükler konusundaki mücadelesiyle adını duyurmuştu ancak yaşadığı hukuksuzluklar sebebiyle uluslararası örgütlerin ve bireylerin destek arayışlarına konu oldu.
Rümeysa Öztürk, genç yaşına rağmen Türkiye'deki toplumsal adalet mücadelesinin öncü isimlerinden biri haline geldi. Özellikle kadın hakları, çevre koruma ve demokrasi konularında çalışmalarıyla dikkat çekmiş, birçok sosyal medya platformunda etkili bir şekilde görüşlerini ifade etmiştir. Ancak, geçtiğimiz aylarda Öztürk, bir dizi protesto eylemine katıldığı gerekçesiyle tutuklandı. Bu tutuklama, hem Türkiye içinde hem de uluslararası düzeyde büyük bir tepkiyle karşılandı. İnsan hakları savunucuları, Öztürk'ün tutukluğunun, Türkiye'deki baskıcı rejimin bir yansıması olduğunu belirtiyor.
ABD'deki üniversitelerin birinde öğretim görevlisi olan Dr. John Smith, Rümeysa'nın tutukluluğuna karşı sesini yükseltmek amacıyla kendi ülkesinde açlık grevine başlamayı seçti. Smith, eylemiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Rümeysa, adalet arayan bir genç kadın olarak, sesini duyurmak için büyük bir cesaret gösterdi. Biz de onun mücadelesine ses vermeliyiz. Bu eylemim, onun özgürlüğü için attığım bir adım” ifadelerini kullandı. Açlık grevi, sadece Türkiye’deki durumu gündeme getirmekle kalmayacak, aynı zamanda dünya genelindeki diğer haksızlıklara karşı bir duyarlılık geliştirmek için bir platform yaratacak.
Smith’in eylemi, sosyal medya platformlarında geniş yankı bulmuş ve binlerce kişi tarafından desteklenmiştir. #FreeRümeysa etiketi altında, dünya genelinden pek çok insan, Öztürk'e olan desteklerini ifade etmekte ve özgürlüğü için mücadele vermekte. Bu olay, Türkiye’nin uluslararası kamuoyundaki imajına ve insan hakları konusundaki duruşuna da ciddi etkiler yapma potansiyeline sahip.
Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılması için birçok sivil toplum kuruluşu ve insan hakları savunucusu harekete geçmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yönelik baskıların arttığı bu dönemde, açlık grevleri gibi eylemler, uluslararası düzeyde Türkiye’deki insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Dr. John Smith, açlık grevine devam ederek Türkiye’deki insan hakları durumunun ciddiyetini gözler önüne sermek istiyor. Smith’in bu eylemi, diğer akademisyenlere ve uluslararası topluma örnek teşkil etmesi bekleniyor.
Tüm bu gelişmeler, Rümeysa Öztürk'ün tutukluğunun sona ermesi ve Türkiye’de insan haklarının daha fazla korunabilmesi adına önemli bir dönüm noktası olma potansiyeli taşıyor. Dünya genelindeki birçok insan, bu konudaki duyarlılığı artırmak ve Türkiye'deki demokratik haklar konusunda dönüşüm sağlamak amacıyla harekete geçecektir. Açlık grevinin ne kadar süreceği ise henüz belirsizliğini koruyor, fakat Smith'in kararlılığı, bu konunun ciddi bir mesele olduğunu ortaya koyuyor.
Rümeysa Öztürk’ün hukuksuz tutukluluğu ve onun için gerçekleştirilen açlık grevi, sadece bir bireyin hikayesi değil, aynı zamanda bir toplumun adalet arayışının simgesi haline geldi. Dr. Smith’in cesareti, pek çok insan için ilham kaynağı olurken, Öztürk’ün özgürlüğü için yapılan mücadele, uluslararası ilişkilerin gündeminde yer almayı sürdürüyor. Rümeysa Öztürk'ün durumu, sadece Türkiye için değil, dünya genelindeki demokratik değerlerin korunması açısından da önemli bir mücadele alanı olarak öne çıkmaktadır.