İstanbul'da yaşayan bir ailenin başına gelen trajik olay, sağlık sistemindeki ihmalin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. 12 yaşındaki Mustafa’nın şiddetli baş ağrıları, uzun süre ciddi bir tehdit olarak değerlendirilmedi. Aile, birçok doktora başvurdu ama oğlunun rahatsızlığı yeterince ciddiye alınmadı. Nihayetinde, genç yaşta kanserle mücadele eden Mustafa, 18 yaşında hayatını kaybetti. Aile, yaşadıkları süreci ve kayıplarını kamuoyuna duyurmak için sesi çıkmayı tercih etti.
Mustafa’nın baş ağrıları, ilk olarak 12 yaşında, okulda arkadaşlarıyla oyun oynarken başladı. Oğullarının şikayetlerini ilk duyduklarında, aile ilk olarak durumu bir basit baş ağrısı olarak değerlendirdi. Zamanla baş ağrıları sıklaşmış ve şiddeti artmıştı. Ancak aile, durumu ciddiye alarak birçok doktora başvurdu. Yapılan muayeneler ve testler neticesinde doktorlar, baskı veya stres nedeniyle oluşan basit migren atakları olabileceğini belirtti. Bu yanıt, aile için bir teselli kaynağıydı ve Mustafa’ya sadece ağrı kesici verilmesi önerildi.
Ancak zamanla Mustafa'nın durumunda belirgin bir kötüleşme meydana geldi. Baş ağrılarının yanı sıra, kilo kaybı, yorgunluk ve sürekli halsizlik gibi belirtiler baş göstermeye başladı. Aile, bu durumu tekrar doktorlarıyla paylaştı fakat yine de yeterince dikkate alınmadı. Çocuklarını gözlemlemeye devam eden aile, Mustafa'nın düktalık oyunlarından mahrum kaldığını gördü. Yaşadığı bu bedensel ve zihinsel rahatsızlıklar, onu çok zor bir durumda bırakıyordu.
Mustafa’nın sağlık durumu giderek kötüleşirken, aile doktorlardan aldıkları cevaplar karşısında bocalıyordu. Sonunda, 18 yaşına geldiğinde, daha ileri incelemeler yapılması için bir uzmana yönlendirildi. Yapılan detaylı tetkiklerin ardından, acı bir gerçek ortaya çıktı: Mustafa'da mide kanseri teşhisi konmuştu. Bu, ailenin dünyasını başına yıkmış ve bir kez daha sağlık sistemine olan güvenlerini sorgulamalarına neden olmuştu. Aile, neonatolojik belirtilerin daha önce göz ardı edildiğinden ve Mustafa'nın durumunun acilen ciddiye alınmadığından şikayetçiydi.
Mustafa, tedavi sürecinde birçok zorlayıcı ameliyat ve tedavi protokollerine tabi tutuldu. Ancak tüm bu çabalara rağmen, genç adam en nihayetinde 18 yaşında kanserden hayatını kaybetti. Aile, yaşadıkları kaybın yanı sıra, hayat kurtarıcı bir ikazda bulunmak adına hareket etmeye karar verdi. Onlar için acı bir tecrübe olan bu durum, belki de başka çocukların hayatını kurtarmaya yardımcı olabilir.
Mustafa’nın ailesi, sağlık politikalarının revize edilmesi ve hastaların daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi hususunda kamuoyunda daha fazla bilinç oluşturmayı hedefliyor. İşte bu trajedi, sağlık sisteminin önemli eksikliklerini gözler önüne sererken, benzer durumların önüne geçilmesi adına bir uyarı niteliğinde. Gelecekte benzer bir durumla karşılaşacak çocukların ve ailelerin yaşadığı sıkıntıları azaltmak için sağlık kontrol sistemlerinin güçlendirilmesi ve ailelerin seslerinin duyulması gerektiğini savunuyorlar.
Sonuç olarak, Mustafa’nın hikayesi, sağlık alanında yaşanan dikkatsizliklerin ve ihmalin ne denli tehlikeli olduğunu bir kez daha hatırlatmakta. Sağlık sistemlerinden daha fazla özveri ve dikkat bekleyen aileler, çocuklarının daha sağlıklı bir yaşam sürmesi ve her bireyin bu gibi tehlikeleri zamanında aşmasını hedefliyor. Umutları, büyük kayıpların ardından gelen farkındalık ile benzer trajedilerin önüne geçmek. Bu kayıpların asla unutulmaması ve her bir insanın dinlenmesi gereken bir ses olduğunun unutulmaması dileğiyle…